KMO

UYARDIK, TEKRAR UYARIYORUZ!..

    Yayına Giriş Tarihi: 17.08.2014  Güncellenme Zamanı: 17.08.2014 00:57:15  Yayınlayan Birim: İSTANBUL ŞUBE  
 

Güncellenme Zamanı: 17.08.2014 00:56:45

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin acı hatıraları 15 yıl geçmesine rağmen hala hafızamızda. Uzmanların uyarılarına göre İstanbul’da büyük şiddette bir deprem yaşanması söz konusu. Geçmişte yaşananlardan ders çıkarıldı mı, yoksa olası İstanbul depremi ayrı bir “kader” vakası mı olacak? Daha da önemlisi buna izin verecek miyiz?

Önlenebilir felaketlerle canlarımızı yitirdiğimiz bir coğrafyadayız. Mevcut düzen, göz göre göre geliyorum diyen cinayetlere karşı insan hayatındansa sermayeyi büyütmeyi odağına koyarak yüzlerce canımızın hayatını kaybetmesine sebep olmakta, bunun üzerine de pişkince "kader" diyebilmektedir. Ekosisteme, doğaya verdiğimiz geri döndürülemez tahribatla, yağan yağmurların toprakla buluşması yerine, şehircilik ilkelerinden, kültürel değerlerden ve bilimsellikten uzak kent planlaması sebebiyle yaşanan sel felaketleri; alınmayan önlemler, yapılmayan düzenlemeler ile depremde yaşanan kayıplar, bunların "doğal afet"ler denilip geçiştirilemeyecek birer sistem sorunu olduğunu göstermektedir.

Bugün yaşadığımız büyük felaketin yıldönümü. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi`nin acı hatıraları 15 yıl geçmesine rağmen hala hafızamızda. Uzmanların uyarılarına göre İstanbul`da büyük şiddette bir deprem yaşanması söz konusu. Geçmişte yaşananlardan ders çıkarıldı mı, yoksa olası İstanbul depremi ayrı bir "kader" vakası mı olacak? Daha da önemlisi buna izin verecek miyiz?

Kimya Mühendisliği mesleğinin halktan yana ve kamu yararına icra edilmesi ilkesine sahip olan Kimya Mühendisleri Odası olarak söylememiz gerekir ki; İstanbul`u etkileyecek depreme birçok açıdan hazır olmadığımız gibi, ikincil tehlikeler açısından hiç hazır değiliz.

KMO olarak gerçekleştirilecek her türlü hazırlığa katkı koyma arzu ve irademizin olduğunun bilinmesini isteriz. Bilim insanı ve teknik kadroların örgütü olarak, 17 Ağustos 1999 Depremi`nin yıldönümünde, sızıya dönüşen acımızı unutmadığımızı, meslek alanımızla ilgili kısımlarını unutturmayacağımızı söylüyor ve ilgili olan tüm kesimleri uyarıyoruz. Kimyasallardan kaynaklanan tehlikelerin iyi yönetilememesi sonucu zaman zaman daha ağır olaylar da yaşanmışta ve can kaybına sebep olmaktadır. Özellikle son zamanlarda organize sanayi bölgelerinde yaşanan patlamalar ve yangınlar savımızı doğrular niteliktedir.

Beklenen büyük İstanbul depreminde kimyasalların yönetimi çok önemli yer tutmaktadır. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa kimyasallardan kaynaklanacak felaketlerin can ve mal kaybına neden olacağını tekrardan hatırlatmak isteriz.

Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak 2010 yılında hazırladığımız ‘Deprem, Kimyasallar ve Tehlikeler` başlıklı raporumuz, kamuoyuyla paylaşılmasına rağmen yetkililerce herhangi bir önlem alınmamış, dolayısıyla ne yazık ki raporumuzda bahsi geçen riskler güncelliğini korumaktadır. Raporumuzda sıraladığımız, alınması gereken önlemleri, göz göre göre canlarımızı yitirmemek için yeniden kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Yaptığımız çalışmalar doğrultusunda, depremin ardından İstanbul`da kimyasallardan kaynaklanan; yangın, patlama, sızıntı gibi sebeplerle canlı ve cansız tüm varlıkların zarar göreceğini gözler önüne serilmektedir.

17 Ağustos 1999 depreminin acı hatırasından ders çıkarmak için bir kez daha kamuoyunu bilgilendirmek, yetkililere hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.

 

  1. İstanbul`un finans ve turizm merkezi ilan edilmesi ve buna göre yapılandırılması sürecinde, sanayi sektörleri plansızca kent çeperlerine sürüklenmemelidir. Özellikle kimya sanayinin yarattığı risklerin yönetilebilmesi için Organize Kimya Sanayi Bölgelerinin kurulması teşvik edilmelidir. Bu bölgelerin yer seçimi, risklerinin belirlenmesi, denetimi ve eğitimi konularında KMO olarak bilgi birikimimizi kamu yararına sunmaya hazır olduğumuzu, bu konuda oluşturulabilecek bir çalışmaya destek verebileceğimizi yetkililere hatırlatmak isteriz.
  2. İstanbul için, deprem sonrası, doğalgazdan kaynaklanan çok ciddi bir yangın ve patlama potansiyeli mevcuttur. Doğalgaz kullanılan tüm binalarda, gaz algılama ve kesme düzeneklerinin eksiksiz bulunması gerekmektedir.
  3. Deprem esnasında, kimyasal madde depolanan tankların, bağlantı noktalarının ve borularının kırılma potansiyeli mevcuttur. Bunun önüne geçmek için, ‘Sismik Tesisat Koruması` konusunda ulusal ve bölgesel kuralları belirleyen yaptırımların hayata geçirilmesi zorunludur.
  4. İstanbul Boğazı`ndaki kimyasal madde taşıyan tanker trafiği gözetilerek, artık daha fazla geciktirmeden bir deniz itfaiyesi kurulmalıdır. İstanbul`u yönetenlerin gündeminde bu konu üst sıralarda yer almalıdır. KMO İstanbul Şubesi bu konudaki bilgi birikimini paylaşmaya hazırdır.
  5. Kimyasal madde kazalarında müdahale yöntemini belirleyen, karar üretme süreçlerinin bilgi temelli hale dönüştürülmesi ve coğrafi bilgi sistemlerinin bu açıdan geliştirilmesi gerekmektedir.
  6. Tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürüne kadar oluşumu aşamalarında meydana gelecek her türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra; doğal afet ve olası kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacağı nedeniyle il ve bölge bazında "Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkartılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  7. Tüm kimyasalların güvenlik bilgi formlarının işyerlerinde ve ilgili birimlerde bir veri tabanı çerçevesinde bulunmasını sağlayacak organizasyonel yapı kurulmalıdır.
  8. Büyük Endüstriyel Kazalara yönelik acil durum planları hazırlanarak, kamuoyu ile paylaşılmalı ve vatandaşlar hangi durumda tahliye olacakları vb. bilgilere sahip olmalıdırlar.
  9. Kimyasal madde üreten ve kullanan işletmelerde, 1954 yılından çıkarılan Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanun`a göre bir ‘Sorumlu Müdür` bulundurulması zorunludur. Artık işverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda yazanı hayata geçirmeleri gerekmektedir.
  10. Yerel Yönetim, Kimya Sanayicileri, Valilik, KMO ve ilgili diğer kurumlardan oluşan kentsel risk yönetimi kurulları – komiteleri – birimleri - oluşturulmalıdır.

Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, İstanbul için ertelenemeyecek bir duruma gelmiştir. Bizler kamusal sorumluluğumuz gereği üzerimize düşen görevleri yerine getirebileceğimizi yetkililere ve kamuoyuna bildiririz. Daha geç olmadan, gerekli önlemleri almak için yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz. Kar odaklı olarak süren Türkiye politikalarına, önlemlerle önlenebilmesi mümkün cinayetlere, canlarımızı kaybetmeye artık yeter diyoruz.

TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu

 

 

Okunma Sayısı: 472

İstanbul Şube Kaynaklı Basın Açıklamaları »
Tüm Basın Açıklamaları »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME