BAKTERİLER ÇÖP DEPOLAMA SAHALARINDAKİ PLASTİKLERİ YİYİP BİTİRECEK… Plastikler genel tanımıyla ; karbon, hidrojen, oksijen, azot ve diğer organik ya da inorganik elementlerin oluşturduğu monomer adı verilen basit yapıdaki moleküllü gruplardaki bağın koparılarak polimer adı verilen uzun ve zincirli bir yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen malzemelere verilen genel isimdir. Bunlar genellikle dünyada, polietilen (PE), polipropilen (PP), polistern (PS), poliüreten (PU), polivinilklorür (PVC), poliesterler, polietilen terefitalat (PET) gibi ve benzeri bir çok plastik madde polimerleri halinde üretildi. Poşetlerden tutunuz çöp torbalarına, bilgisayarlar, otomotiv parçalarında, mobilyaya, tekstil endüstrisinden su şişelerine, gıda ambalajlarına, mutfak panellerinden inşaat malzemelerine, izolasyon malzemelerine, çiftçilerimizin kullandığı sera naylonlarına kadar günlük yaşantımıza o kadar sıkı bir şekilde girmişlerdir ki artık yaşamımızın ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası haline gelmişlerdir. Yaşamımızın bir parçası olan bu ürünlerin atıkları da kontrol altına alınmadığı takdirde çevreyi ve dolayısı ile insan sağlığını olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmazdır. İkinci Dünya Savaşı`ndan bu yana birçok alanda metal gibi maddelerin yerine geçmesiyle gerek ticari, gerekse teknolojik alanda bir "devrim" olarak nitelendirilen plastiklerin kullanılmasının tamamen yasaklanması mümkün olmamakla birlikte en azından özellikle gıda maddelerinde kullanımının kısıtlanması ve kullanım sonrası yaratacağı zararlarının minimuma indirilmesi hepimizin öncelikli üzerinde durması gereken bir konu olmalıdır. Bu plastiklerin doğada parçalanarak yok olma süresi özelliklerine göre 10 yıllar ve hatta 100 yıllar almaktadır. Bu süre zarfında; toprakta suyun geçirgenliğinin azalması; bu plastiklerden çözünen zararlı maddelerin ve toprak altında ısıya maruz kalması sonucu açığa çıkarak toprağa karışan toksik ve kanserojen etkisi oldukça yüksek olan dioksin maddesinin yer altı ve yerüstü sularına karışması, topraktaki canlı organizmaların yaşamını etkilemesi ve besin zinciriyle insanlara kadar ulaşması kaçınılmazdır. Dioksinler yağda çözünme özelliğine sahip olduklarından hayvanlarda yüksek miktarda birikirler ve besin zinciri ile insanlara geçerler. Bazı ülkelerde anne sütünde dahi ciddi seviyelerde dioksine rastlanmıştır. Bu maddenin sağlığa etkisi; bağışıklık, sinir , hormonal ve üreme sisteminin bozulması ile ortaya çıkmaktadır. Plastiklerin insan ve çevre sağlığına etkilerini azaltmak için kaynağında ayırma ile geri dönüşüm oranını arttırmaya, gıdada plastik mamul kullanımı alışkanlığımızı değiştirmeye veya kısıtlamaya ihtiyacımız vardır. Ayrıca toplama alanları belirleyip burada kontrollü olarak depolanan bu plastiklerin çevreye en az zarar verebilecek şekilde bertaraf edilmesinin sağlanması üzerinde ciddi araştırmalar yapılmalıdır. Bu konuda Japon bilim insanlarının plastiği (özellikle PET`i) ana karbon ve enerji kaynağı olarak kullanarak yaşamlarını sürdüren(PET yiyen) bakteriler keşfettikleri ve bu bakterileri geliştirme yönünde çalışmalar içerisine girdikleri bilgisini edinmiş bulunmaktayız. Fakat bu bakterilerin, üretimde kullanılan kristal PET yerine amorf PETi yemeyi tercih ettikleri ve bundan dolayı da PET malzeme üretiminde içerisindeki amorf madde miktarının arttırılabileceği üzerinde durulduğu belirtilmektedir.04.05.2016 Saygılarımızla. Yönetim Kurulu Adına Ali Çelik Şube Başkanı Oda Sicil No: 2494 Kaynaklar: Bethany Halford, Chemical & Engineering News , 11 Mart 2016 ve Emre Karakullukçu ,Webtekno, http://www.webtekno.com/bilim-haberleri/plastik-yiyen- bir-bakteri- turu-kesfedildi- h15254.html TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Mesleki Yayın Bülteni https://tr.wikipedia.org |
Tweet
