ŞİDDET HER ZAMAN UYGULAYANIN SUÇUDUR! KADINA ŞİDDETE HAYIR! 1999 yılında BM tarafından Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü ilan edilen 25 Kasım günü, Dominik Cumhuriyeti`nde 1960`lı yıllarda insan hakları ve demokrasi mücadelesi veren üç kız kardeşin hikayesine dayanmaktadır. Mirabel kardeşler olarak bilinen Patria, Minerva ve Maria Teresa isimli üç kız kardeş, 1930-1960 yılları arasında Dominik Cumhuriyeti`ni yönetmekte olan diktatör Rafael Trujillo`nun karşısında mücadele vermekteydi. Trujillo`nın 23 Kasım 1960`da yaptığı bir konuşmada hedef gösterildiler ve iki gün sonra Trujillo yanlıları tarafından arabaları durdurularak tecavüze uğradılar ve öldürüldüler. Dönemin gazete sayfalarına trafik kazası olarak geçen bu korkunç olayın ardından 2 yıl sonra Mirabel kardeşlerin mücadelesi sonuç verdi ve Dominik Cumhuriyeti`nde demokratik bir seçimle yeni hükümet kurulabildi. Dominik Cumhuriyeti`ndeki diktatörlüğün karşısında önemli mücadele veren ve bu mücadelede korkunç bir şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden üç kız kardeşin hikayesi, 25 Kasım`da tüm dünya tarafından anılmakta ve yaşatılmaktadır. 1960 yılından 2020 yılına uzandığımızda kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet devam etmektedir. Yaşadığımız ülkede hemen her gün bir kadın öldürülmekte, çok sayıda kadın ve kız çocuğu fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik ve duygusal şiddet biçimleriyle karşı karşıya kalmaktadır. 2020 yılının küresel kriz ortamında toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin arttığı ve kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddetin oranının da arttığı ne yazık ki birçok kaynak tarafından raporlandırılmıştır. Covid-19 sürecinde ev içinde yaşanan şiddet vakalarının arttığı, ev içi emek ve bakım görevlerinin kadınların omzundaki yükü artırdığını söylemek mümkündür. İçinde yaşadığımız ataerkil sistem ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri değişmelidir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü, Mirabel kardeşlerin anısına sahip çıkarak, kadına yönelik şiddeti gündeme getirmekte ve bu değişim için verilen mücadelede önemli bir gün olarak belirmektedir. Kadınlar sistematik olarak her gün şiddetle karşı karşıya gelmektedir. Şiddet failleri ise genellikle sokaktaki yabancılar değil, kadının en yakınındaki erkeklerdir. Eski sevgililer ve eşler, erkek akrabalar, tanıdık erkekler, erkek kardeşler… Kimi zaman kıskançlık, kimi zaman sevgi, kimi zaman koruma gibi çeşitli bahaneler kadınlara uygulanan şiddetin gerekçesi olarak sunulmakta ve ne yazık ki öne sürülen bu bahaneler şiddet kültürünü yeniden üretmektedir. Kadına yönelik şiddetin ortadan nasıl kaldırılacağı sorusu büyük bir sorudur ve iç içe geçmiş, karmaşık bir dizi cevabı beraberinde getirir. Şiddeti tanımak ve onun karşısında durmak insan hakları ve eşitlik talebi açısından bir gerekliliktir. Yasa yapıcıların ve koruyucuların yanı sıra her birimizin kadına yönelik şiddete karşı çıkmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak noktasında bir gücü vardır. Biz de Kimya Mühendisleri Odası olarak bu gücün farkında olduğumuzu, sorumluluğunu aldığımızı ve kadına yönelik şiddetin karşısında olduğumuzu belirtiyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının şiddetten uzak, adil ve eşit bir dünyada yaşaması için dayanışmanın bir parçası olduğumuzu kamuoyuna sunuyoruz. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu |
Tweet
