Cumhuriyetin Önemi Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. Yılını kutluyoruz. Bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşının zor koşullarında aldığı kararlar ile Mustafa Kemal Atatürk ‘ün önderliğinde ulusun büyük fedakârlığı ile ülkemizi işgal güçlerinden kurtarmış ve 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış anlaşması ile yeni Türk Devleti tüm dünyaya ilan edilmiştir. Daha sonra Türkiye Büyük Meclisinde onaylanan yasa ile devletin artık bir kişi veya aile yerine demokratik kurallara uygun biçimde bir meclis tarafından, parlamenter bir sisteme göre yönetilmesine karar verilerek 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra halifelik kaldırılmış, latin harflerine geçilmiş, eğitim birliği, laiklik, kadın hakları v.b. konularda yapılan çok sayıdaki önemli devrimler ile büyük bir atılım gerçekleştirilerek batı uygarlığına ulaşma konusunda büyük mesafeler alınmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki değerli kazanımlar, ikinci dünya savaşından sonra çok partili yaşama geçilmesi ve NATO üyeliği sonrası ülke yönetimine gelen politikacıların önce dünyanın örnek alacağı eğitim uygulamalarını terk etmeleri, sonra aklın ve bilimin yol göstericiliğini kullanmak yerine toplumun dini duygularını kullanma kolaycılığını seçmeleri ve bu seçimin batı emperyalizminin din, mezhep ve etnik farklılıklar ile ilgili alt kimlikleri öne çıkaran ülkemizi istikrarsızlaştırmaya yönelik planları ile birleşince Cumhuriyet kazanımları hızla aşınmaya başlamıştır. Bugün gelinen noktada, kurtuluş savaşını yöneten gazi meclis işlevsiz hale getirilerek parlamenter sistem terk edilmiş, demokrasinin temeli olan yürütme, yasama ve yargı tek bir kişiye bağlanarak, Cumhuriyet dönemi öncesinin benzeri olan tek bir kişinin her şeye karar verdiği bir yönetim şekli ülke yönetimine hakim olmuştur. Bunun sonucu olarak, demokrasi, laiklik, çağdaş eğitim, bilim ve kadın hakları gibi Cumhuriyetin temel kazanımları yok edilmeye çalışıldığı gibi, devletin değerli sanayi kuruluşları ve stratejik kurumları özelleştirme adına yerli ve yabancı sermayeye satılmış, bilinçsiz maden ve enerji yatırımları ve imara açılma bahaneleri ile doğa acımasızca yok edilmiş ve çok büyük bir borç yükü oluşmuştur. Aklın ve bilimin yol göstericiliğinden vazgeçilmesi sonucu bugün teknolojiyi üreten değil, teknolojiyi tüketen ülke konumuna gelmemiz yanında en büyük tehlike ise iyi yetişmiş genç nüfusun her geçen gün artan bir hızla yabancı ülkelere göç etmeye başlamasıdır. Cumhuriyetin Kuruluş yıl dönümünü bugün sadece ülkenin işgal güçlerinden kurtulmasının sevinci içinde, ancak Cumhuriyet kazanımlarını kaybetmenin hüznü ve görevlerimizi yerine getirememenin eksikliğini duyarak buruk şekilde kutluyoruz. Gelecekte batının ekonomik kölesi haline gelerek bağımsızlığımızı tümüyle kaybetmemek için, acilen ülke olarak kendimize çeki düzen vererek, demokrasinin var olduğu, ülkesini ve insanlarını seven yetkin insanlar ile ülke kaynaklarının akılcı ve bilimsel yöntemler ile kullanılması ile ancak ülkemiz gelecekte var olabilecektir ve ancak o zaman gönül rahatlığı ve huzuru ile Cumhuriyet Bayramlarımızı coşku ve heyecan ile kutlayacağız. Yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen; biz Kimya Mühendisleri Ege Bölge Şubesi olarak, emek, demokrasi, laiklik değerlerine bağlı olarak ve daima bilim, teknik ışığında, barıştan yana, ulusal çıkarları ön planda tutan ve özünde insan olan bir mühendislik anlayışımız ile, CUMHURİYET BAYRAMINIZI KUTLARIZ. Saygılarımızla, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Yönetim Kurulu |
Tweet
