2 Ekim 2014 tarihinde Ankara Tabip Odası, Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi‘nin yaptığı ortak basın toplantısında söz alan KMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erkin ETİKE şunları belirtti: 30 Eylül 2014 günlü Sözcü Gazetesinde yayımlanan 19 Eylül 2014 tarihli Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yazısı Ankara‘nın su sorunu ile ilgili çalışmalarımızın sonucudur ve haklılığımızı ortaya çıkarmıştır. Bunun üzerine aşağıdaki açıklamaları yapmayı gerekli görüyoruz: 1. İshal vakalarındaki olağanüstü artış Sağlık Bakanlığınca tespit edilmiş; su kirliliği ile ishaller arasındaki bağlantı Sağlık Bakanlığınca kurulmuştur. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yazısının ilk cümlesi şöyledir: "Temel Sağlık İstatistikleri Modülünden alınan verilere göre Ankara ilinde akut gastroenterit vakalarında ortalamanın çok üzerinde artış tespit edilmiştir." 2. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ilgili belediyeleri ve il özel idarelerini defalarca uyardığını, gerekli önlemler alınmazsa Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunacağını ve bilgileri kamuoyu ile paylaşabileceğini söylemiştir. Bu ifade asla rutin bir ifade değildir. Rutin yazı düzenli aralıklarla gönderilen sıradan içeriği olan yazıya denir. Yazı bu şekliyle 50 ile gönderilmiştir ama ilk defa gönderilmiştir. 50 ile gönderilmiş olması bir yazıyı rutin yapmaz. Halk sağlığı sorununun çapının büyüklüğünü gösterir. 3. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı‘nın 30 Eylül günü öğleden sonra Kurum Başkanlığına sunduğu bilgi notu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı‘nın twitter hesabından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu bilgi notu kamuoyuna yönelik hazırlanmış değildir. Kurum tarafından açıklanmış değildir. Kurum adına açıklama yapmaya Kurum Başkanı yetkilidir. 4. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı‘nın 30 Eylül günü öğleden sonra Kurum Başkanlığına sunduğu bilgi notunda, merkez şebeke suyundaki uygunsuzluklar yüzdeler verilerek açıklanmış sonra da uygunsuzlukların "halk sağlığını tehdit edecek düzeyde" olmadığına kanaat getirildiği ifade edilmiştir. Daire Başkanlığı, bu yoruma açık ifadeyi neye göre kullanmıştır? Bu ifade Sözcü Gazetesinde yayımlanan Kurum Başkanlığı yazısı ile çelişmektedir. 5. Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı, bilgi notunda 3 ayda 565 kontrol izlemesi numunesi alındığı belirtilmiştir. Kontrol izlemesinde çok sınırlı sayıda parametre izlenmektedir. İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelikte yer alan bütün parametrelerin izlendiği denetim izlemesi raporları kamuoyuna açıklanmaldır. 6. Su örnekleri bina içinde tüketici musluklarından alınmaktadır. Bu nedenle bina içi tesisata kabahat bulunmaktadır. Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı‘nın bilgi notundaki bu yorum bilimsel dayanaktan yoksun ve yanlıdır. Çünkü İvedik Tesisi ile binalarımızın girişi arasında belediyenin sorumluluğunda olan kilometrelerce boru hattı, ara depolar bulunmaktadır. Özellikle su kesintisi olduğunda içme suyu boruları vakum yapmakta, yeraltı sularının bu borulara dolması kolaylaşmaktadır. Kentin su iletim sistemlerinde gerçekleşen kirlenme görmezden gelinmeyecek kadar önemlidir. 7. Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı‘nın bilgi notunda Su Kalite Takip Sistemi‘nde elektronik ortamda su analiz sonuçlarının takip edildiği belirtilmiştir. Bu sisteme tüm yurttaşların erişebilmesini talep ediyoruz. Mevzuatımız bu bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasına uygundur. Musluklarından akan suyun kalitesini bilmek yurttaşların hakkıdır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
|
Tweet
