Ülkemizin ve dünyanın zor bir dönemden geçtiği süreci en iyi şekilde yönetebilmek için yetkililere ve bizlere çok ciddi görevler düşmektedir. Sağlıklı bireylerin sağlıklı toplumları oluşturacağı tezinden hareketle başta kendi sağlığımız olmak üzere toplumun sağlığını korumak için yapılması gerekli ve zorunlu davranışlar içerisinde olmalıyız. Yani bilinçli bireyler olarak üzerimize düşeni yapmak ve bu görevi yapma sorumluluğunu taşıyan kurum ve kuruluşlara ve kişilere meslek örgütü olarak uyarıda bulunmak gerektiğinde yol göstermekte bizim görevimizdir. Bu konular şu ana kadar onlarca kez tekrarlandı, yazıldı ve üzerinde konuşuldu ve konuşulmaya devam edilecektir ancak bir kez daha Kimya Mühendisi gözüyle teknik ve mesleki anlamda irdeleyip bakmakta yarar olduğunu düşünmekteyiz. Herşeyden önce yaşadığımız bu süreci ciddiye almak önceliğimiz olmalıdır. Bu da her bireyin kendisini bulaştıran olarak düşünüp tüm davranışlarını ve önlemlerini buna göre almasıyla olabilir. Kapatılan veya satılan onlarca şeker fabrikasının ne kadar önemli ve stratejik olduğunu tekrarlamamıza gerek yoktur eğer şeker fabrikaları bünyesinde hizmet veren Etil Alkol fabrikaları yok edilmeseydi şu an Türkiye`nin acil ihtiyacı olan Etil Alkol`ü ve onun hammaddesi şeker pancarı ve mısırı ithal etmek zorunda kalmayacaktık ve öğreniyoruz ki şeker pancarı ve mısır ithal edilmeye başlandı ayrıca dökme Etil Alkol`e uygulanan %10 luk gümrük vergisi sıfırlandı. Yakın geçmişte şeker pancarı eken çiftçimize kota konduğunu hepimiz hatırlamaktayız. Hammade olarak etil alkol kullanarak üretim yapan sanayi kuruluşları litresi 1 dolardan bulabildikleri ve alabildikleri Etil Alkol`ün litresini bugün 2.5 dolardan bulup alabilirlerse kendilerini şanslı saymaktalar ve bu bağlamda üretici bulabildiği kadar veya bütçesi elverdiği kadar hammadde alabilmektedir. Üretim maliyetlerinin artışı ürünün satış maliyetini de yükselttiğinden dolayı tüketici doğal olarak bu fiyatı yüksek bulduğu için standart dışı üretilen daha ucuz ürünlere yönelmektedir. Bu gelişme dezenfektan ve kolonya üretiminde olduğu gibi doğrudan merdiven altı tabir edilen üretimin artmasına neden olmaktadır. Tüketici olarak oranları düşük te olsa gerçek ve olması gereken kimyasal maddeler kullanılarak üretilmiş ürünleri kabul ettiğimizi varsayalım ancak son günlerde tamamen sahte ve kullanıldığında insan sağlığına zarar veren ürünlerin piyasada satılmaya başlandığı yolunda haberler alınmaktadır. Bu yönüyle denetimlerin sıklaştırılması ve ciddi yaptırımların gelmesi şarttır çünkü bu ürünü tüketici olarak dezenfektan olduğunu ve bizleri koruyacağını düşünerek satın almaktayız, kişi bu rahatlıkla davranıp etkisiz ürünü kullanıp virüs kaptığında bunun sorumlusu kim olacaktır?. Bu konuyla ilgili acilen yasal düzenlemeye gidilmelidir. Üretici ve tüketici korumaya alınmalıdır. Tüketici satın aldığı ürünün salgına karşı kendisini koruyacağından emin olmalıdır. Koronavirüse karşı alınacak en etkili önlemleri şöyle sıralayabiliriz; § Sabunla ve tüm parmakları avuç içi ve tırnaklarımızı elimizin üzerini bileklerimize kadar olan bölümü en az 20 saniye sabunla ovalamak ve yıkamak, § Sabun yoksa sıvı sabun, el dezenfektanı veya %70 lik etil alkol çözeltisi kullanmak, § Elimizi ağzımıza, burnumuza, gözümüze ve yüzümüze temas ettirmemek, § Maske kullanmak, § Evde temas noktalarımız olan metal yüzeyleri kapı ve pencere kolları gibi yerleri yüzeyler için olan dezenfektanlar ile dezenfekte etmek, § Eğer başka kişilerle bir arada bulunmamız gerekliyse sosyal mesafe dediğimiz en az bir metre yerine göre iki metre uzakta durmak, § Öksürük veya hapşırık sırasında bir mendille ağzımızı kapatmak ve o mendili çöpe atmak, mendil yoksa kol dirseğimizle ağzımızı kapamak, § Kalabalık yerlere gitme yerine ‘KALABALIK OLUŞTURMA` demek daha doğrudur, Bu yüzden evde kalmaya çalışmak… Sonuç olarak, bizler vatandaş olarak sorumluluklarımızı yerine getirdikten sonra yetkililerden beklentilerimizin başlıcalarını şu şekilde şöyle sıralayabililiriz; 1. Şeker pancarındaki kota kaldırılmalı ve şeker fabrikaları aktif hale getirilerek, Etil Alkol fabrikalarının acilen kurularak çalıştırılması, 2. Dünya görüşüne bakılmaksızın konusunda yetkin kişilerin oluşturduğu Bilim Kurulu`nun sürekliliğinin sağlanması ve yapısının özerk hale getirilip desteklenerek Almanya örneğinde olduğu gibi siyasi otorite ile organik bağının kesilmesi, 3. 2004 te Aşı Fabrikasının, 2011 de kurumun kendisinin kapatıldığı ve bugün en kolay üretilebilecek tetanoz aşısını bile üretemeyecek durumda olan Refik Saydam Hıfzı Sıhha Enstitüsü`nün yeniden açılarak işler hale getirilmesi, 4. Koronavirüs salgınını yaşadığımız bu günlerde merdiven altı ve sahte dezenfektan vb ürünleri piyasaya sürerek halkın sağlığını tehdit edenlere ve haksız kazanç sağlayanlara karşı sıkı denetim uygulanması ve ağır cezalar verilmesi, Bu salgının daha fazla kayıplara neden olmadan bir an önce kontrol altına alınarak yok edilmesi dileklerimizle, kamuoyuna saygılarımızla sunarız. 26 Mart 2020
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu |