KMO

14. TEKSTİL SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

    Yayına Giriş Tarihi: 08.05.2013  Güncellenme Zamanı: 14.05.2013 09:44:19  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 14.05.2013 09:40:30

Kimya Mühendisleri ve Tekstil Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen 14. Tekstil Teknolojisi ve Kimyasındaki Son Gelişmeler Sempozyumu 8-10 Mayıs 2013 tarihlerinde Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. `Yenilikçi ve Uygulanabilir Teknikler` ana temasıyla düzenlenen sempozyumun açılışında sırasıyla; KMO Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, TMO Bursa Şube Başkanı Emre Fidan, Düzenleme Kurulu Başkanı Osman Demir, KMO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besleme, TMO Yönetim Kurulu Başkanı Melike Anıl Bingöl, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Bursa Vali Yardımcısı Adnan Çakıroğlu konuştular. Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Belsleme`nin konuşması aşağıdadır.

 Sayın Protokol ve Sevgili Katılımcılar;

KMO tarafından yaklaşık 25 yıllık bir geçmişi olan ve iki yıllık dönemde bir düzenlediğimiz Tekstil Teknolojileri Sempozyumunu, TMMOB` ye bağlı Tekstil Mühendisleri Odamızla birlikte Ulusal düzeyden alıp Uluslar arası boyuta taşımış olmaktan dolayı büyük bir onur duyuyoruz. İki güzide meslek örgütümüz adına hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür eder, Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına sevgi ve saygı ile selamlarım.

Değerli katılımcılar;

İki örgüt birimimiz adlarına ve paylaşım kültürüne yakışır şekilde bu sempozyumun ana temasını " Tekstilde İnovatif (Yenilikçi) ve Uygulanabilir Teknikler" olarak seçmiş ve dolu dolu bir program ile sektörle buluşmuşlardır.

Değerli katılımcılar;

Tekstil sektörü geçmişten günümüze, hem üretim hem de ihracat açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyeli, hedef pazarlar ve yenilikçi ürünlerle ileriye götürmek mümkündür. Ülkemiz tekstil sektörü teknoloji düzeyi, ekonomik etkinliği ve sosyal etkileşimi itibariyle ülkenin önde gelen sektörlerinden biridir.

Tekstil Sektörünün mevcut durumuna yönelik Odamızın yapmış olduğu tespitler ve önerilerden bazılarını özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü 1950‘lerden itibaren istihdamın lokomotifi konumundadır. Sektör istihdamı, toplam istihdamda %14, toplam imalat sanayi istihdamı içinde %24`lük bir paya sahiptir.

Sektörün istihdam açısından diğer önemli bir özelliği, özellikle kadın işgücüne iş olanağı sağlamasıdır.

Topluma yüksek oranda istihdam sağlayan tekstil sektöründeki gelişmenin, toplumun refahı üzerindeki pozitif etkisi de yadsınamaz. Türkiye`nin coğrafi konumu nedeniyle Avrupa Birliği, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri pazarlarına yakın olması ve bu ekonomiler ile gelişen ilişkiler, ülkemizin önündeki en önemli fırsat olarak görülmektedir.

Türkiye` nin tekstil ihracatı 20-25 milyar dolar civarında yer alırken, AB`nin ihracatı 150-200 milyar dolar mertebesindedir. Sadece İtalya`nın tekstil ihracatı tekstil makineleri dâhil 60 milyar dolar`dır. Avrupa`nın bu büyük ihracatı makine satışları, teknik tekstiller ve nano teknolojilerde üretilmiş ürünlerden oluşmaktadır.

Tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün en önemli sorunlarından birisi kayıt dışılıktır. Bu durum geleceğe ilişkin doğru tahminler yapılmasına imkân vermemektedir.

Buna karşı sektör enerji ve özellikle hammadde girdi fiyatlarındaki artışlardan çok etkilenmektedir,

Yine işletmelerin sermaye yetersizliği, Ar-Ge yatırımları ve eğitimli nitelikli eleman ve verimli işgücünün azlığı, özellikle Uzakdoğu‘dan ucuz fiyatlı mal girişleri sektörün temel sorunlarından bazılarıdır,

"Markalaşma" maliyetlerinin yüksekliği, sektörün bir başka sorunudur,

Bugün Tekstil Sektöründe kullanılan ve Türkiye`de üretilmekte olan kimyasalların büyük bir kısmı, yurtdışından satın alınan know-how veya yabancı firmalar ile kurulan ortaklıklar sonucu sağlanmaktadır. Bu konu, tekstil sektörünün rekabet gücünü de olumsuz yönde etkilemektedir.

Dünya ile entegre olan bu sektör maalesef küresel aktörlerin belirlediği standartlara sadece uymakla karşı karşıyadır. Tekstil kimyasalları ve boyaları alanını etkileyen standartların çok büyük çoğunluğu sadece Büyük Tekstil Ürünleri Tedarikçileri tarafından oluşturulmakta, Türkiye`deki Kamu ya da Özel Sektör bu sürece müdahil olamamaktadır.

Emek yoğun sektörlerin başında gelen tekstil sektörü ağır ve tehlikeli işler kapsamına girmemekle birlikte oldukça ciddi sonuçlar doğurabilecek risklere sahiptir.

Büyük bir çoğunluğu sosyal güvenceye sahip olmaksızın çalışmakta olan tekstil işçileri için kader olarak nitelendirilen iş kazaları günümüzde önlenebilir hale gelmiştir.

Başlangıçta zahmetli ve yüksek maliyetli olarak görülen çalışmaların önlediği iş gücü kayıpları ve yasal tazminatlar göz önüne alındığında iş sağlığı ve güvenliğinin ne denli ekonomik olduğu bilinmektedir.

Personel devir hızının oldukça yüksek olduğu sektörde iş yeri çalışma koşulları, çalışanlar için başka işyerlerini tercih edilir hale getirmektedir. Çalışma koşulları ve ücretler konusunda yapılacak iyileştirmeler, işçilerin kendilerini daha güvende hissetmelerine neden olacak, işletmelere olan bağlılıkları artacak ve personel devir hızı düşecektir. İşletmelerde motivasyon, verimlilik ve ürün kalitesi kademeli olarak artacaktır.

Porter`ın elmas modeline göre yapılan analizlerde  tekstil ve hazır giyim sanayinin rekabet gücü saptanmıştır. Buna göre Türkiye`nin ortalarda bir yerlerde olduğu belirlenmiştir. Bu açıdan, ülkemiz ekonomisinde önemli bir yere sahip olan tekstil, konfeksiyon ve tekstil kimyası sektörlerinde yaşanacak gelişmeleri öngörmek ve değişime hazırlıklı olmak büyük önem taşımaktadır.

Küresel eğilimler ve itici güçler doğrultusunda moda/marka ve dağıtım kanalları oluşturmak, çok amaçlı-işlevli, akıllı ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesini sağlamak, bugün çevreyi koruyarak ve yüksek teknoloji kullanımını artırarak mümkündür.

Tekstil terbiyesinde enerji tasarrufu sağlayan / çevre-dostu teknolojilerin kullanılmasına yönelmek gerekmektedir. Tekstil terbiyesinde kullanılan kimyasalların çevrede yarattığı etkiler nedeniyle dünyada, daha az zararlı terbiye yöntemleri (biyolojik terbiye yöntemleri, plazma ve iyon implantasyonu ve ultrasonik terbiye yöntemleri) geliştirilmektedir.

Üretim tesislerindeki atık suların arıtımı ve terbiye maddelerinin geri kazanılması, enerji tasarrufu sağlayan yöntemlerin (ısı pompalı kojenerasyon vb.) kullanılması, çevreyi korumanın yanı sıra üretim maliyetlerini de düşüreceğinden, ülkemiz tekstil sektörünün önemle üzerinde durması gereken teknolojik faaliyet konularıdır.

Değerli katılımcılar;

Bu ve yandaki salonlarda; sizler, değerli bilim insanlarımız ve sektör temsilcileri 3 gün boyunca, ülkemiz tekstil sektörünün sorunlarını masaya yatıracak, Türkiye Tekstilinin bilim, teknoloji ve özellikle uluslararası rekabet şartlarını görüşecek, önümüzdeki süreçlere ilişkin çözüm önerileri ve atılması gereken somut adımları tartışacak, ülkemizin tekstil politikalarının nasıl olması gerektiğini belirleyeceksiniz.

Ülkemiz sanayi politikalarına yön verenlerin; bu önerileri esas alan politikaları hayata geçirmesi ve vakit kaybetmeden gerekli önlemleri alması ise en önemli dileğimiz olacaktır.

Değerli katılımcılar,

Her ürün gibi bu sempozyum da bir emeğin sonucudur. Bu nedenle düzenleme, bilim, danışma ve yürütme kuruluna, katkı sağlayan bildiri sahiplerine, sergi alanında yer alan sektör temsilcilerine, odamız çalışanlarına, öneri ve soruları ile sempozyumu zenginleştirecek siz değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyorum.

Tüm meslektaşlarımı, Kimya Mühendisleri Odası çatısı altında bizlerle birlikte öneri ve düşünce geliştirmeye, birlikte üretmeye, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaya çağırıyorum. Sempozyumun ülkemize ve Tekstil Sektörüne katacağı değerin, bundan sonraki yapılacak çalışmalarla daha da ileri götürülmesi umuduyla KMO adına saygılarımı sunuyorum..

Mehmet BESLEME

 

KMO YK. Başkanı

Okunma Sayısı: 724

Tüm Haberler »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME