KMO

“ANAYASA PAKETİNDEN NE ÇIKIYOR?” SÖYLEŞİSİNİN ARDINDAN...

    Yayına Giriş Tarihi: 20.05.2010  Güncellenme Zamanı: 24.05.2013 11:38:03  Yayınlayan Birim: ANKARA ŞUBE  
 

“Anayasa Paketinden Ne Çıkıyor?” söyleşisinin ardından...

 12 Mayıs 2010 tarihinde Şubemiz tarafından gerçekleştirilen "Anayasa Paketinden Ne Çıkıyor?" isimli söyleşiye TMMOB Eski Başkanı Kaya Güvenç ve Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. İlker Kılıç konuşmacı olarak katıldılar. Mecliste hızla geçirilip Cumhurbaşkanlığı`na gönderilen paketin neler içerdiğine dair konuşmacılar oldukça kapsamlı bilgiler verdiler.

Kaya Güvenç, anayasanın bir akit /anlaşma olduğunu iki eşit tarafın toplumsal ölçüde belirleyiciliği olan bu akit üzerine herkesin söz söyleme hakkının olması gerektiğini söyledi. Mühendislerin bu konuyla ilgisi olmayacağını düşünenlerin olabileceğini ancak Anayasanın toplumun tüm kesimlerin ilgilendirdiğinin altını çizdi. Eşitliğin olmadığı, bir zümrenin bir diğeri üzerine hakimiyet kurduğu günümüzde, çıkan anayasa paketinin emekçi sınıfların yararına olduğunu düşünmenin saflık olacağını belirtti. Meclisten geçen paketin, emekçi sınıfları örgütsüzleştirmenin, yalnızlaştırmanın sistematik hale getirilmesi için hazırlandığına vurgu yapan Güvenç, Anayasanın 49. maddesinde herkesin çalışma hakkını güvence altına alan maddeye yapılan "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır" ekleme ile şu andaki %25` lere varan işsizliğin meşru hale getirildiğini belirtti. Kamu çalışanlarına verilen toplu sözleşme hakkının tam bir göz boyama olduğunu anlattı. Sendikal hakkın toplu sözleşme ve grev hakkından ayrı düşünülemeyeceğini bu iki temel hak olmadan sendikal hakkın hiçbir anlam ifade etmediğini söyledi. Sendikal örgütlenmenin giderek zayıfladığını sendikalı olduğu gerekçesiyle işten çıkarılanların sayısının gün geçtikçe arttığını ve hükümetin buna sessiz kaldığını, geçmişte %70 lere varan sendikalaşma oranının bugün %6`lara düştüğünü belirtti.

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. İlker Kılıç konuşmasına paketin 82 Anayasasından daha geri olduğunu söyleyerek başladı. Paketin içindekileri, yürütme organının tamamen güçlendirilmesine ve AKP hükümetinin hakimiyetini perçinlemeye yönelik çalışmalar bütünü olarak tanımladı.  Paket sonrası özelleştirmelerin hızlanacağına vurgu yapan Kılıç, şimdiye kadar özelleştirmelerde Danıştay`ın aldığı 13 yürütmeyi durdurma kararının uygulanmadığını hatırlattı. İkinci bir paket olarak hastanelerin, okulların özelleştirileceğini iddia etti. Yürütmeyi durdurma kararında en baskın etkenin kamu yararı olduğunu, paketteki dönüşüm ile birlikte kamu yararının idari mahkemelerce sorgulanmasının önüne engel konulacağını, "kamu yararı" anlayışının hükümetin inisiyatifinde olacağını belirtti. 43. madde ile kıyıların akarsuların hükümet tasarrufuna alınarak özelleştirilmesinin önündeki engellerin kaldırılacağını söyledi. Yargı üzerindeki baskının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yapısında yapılması planlanan değişiklik ile somutlandığın açıkladı. 6 kişilik kurul yapısının 21 çıkarılmasına ve alt mahkemelerden daha çok üye alınmasının yargıyı ele geçirme çabası olduğunu vurguladı. Geçici 15. maddenin kaldırılsa bile 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünde başka engeller olduğunu söyledi, yargılama yapılsa bile beden olarak yargılanacakların düşünce bazında hükümet üzerinden hala iktidarda olacağını belirtti. 1921, 1924, 1961, 1982 Anayasalarını karşılaştıran Kılıç, 1921 anayasasının halkın doğrudan katılımı ile hayata geçirildiği için diğerlerine göre daha demokratik olduğuna vurgu yaptı. Bu açıdan bakıldığında önümüze paketin "sivil" olduğu iddialarını asılsız olduğunu, emekçi sınıfların yararına, onların kazanılmış haklarını korumayan bir anayasanın askeri yapıdan ayrı olarak hazırlansa bile sivil olamayacağını belirtti.

Odamız üyelerinin anayasaya ilgili soruları, görüşleri, talepleri, önerileri doğrultusunda söyleşiye devam edilmiş, karşılıklı fikir alışverişinde bulunulmuş, ardından bir sonraki etkinlikte buluşmak ve anayasa üzerinde sürdürülen tartışmanın bir sonraki basamağını oluşturmak üzere söyleşi sonlandırılmıştır.

Değerli üyelerimiz, Anayasa paketi 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulacaktır. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bu önemli konuda şubemiz adına genel bir görüş oluşturmak ve bu görüş doğrultusunda ortak bir tepki üretmek üzere faaliyetlerimize bundan sonra da devam edeceğiz. Referandum sonrasında yürürlüğe girecek olan yeni anayasa veya mevcut anayasayla ilgili görüşümüzü, ancak odamız çatısı altında bir araya gelip beklentilerimizi, taleplerimizi, eleştirilerimizi ifade ederek ve tartışarak oluşturabiliriz. Bu nedenle bir sonraki etkinliğimizde daha çok üyemizi aramızda görmek ortak üretme gücümüzü yükseltecek ve birlik kültürümüzü zenginleştirecektir.

Okunma Sayısı: 282

Ankara Şube Kaynaklı Haberler »
Tüm Haberler »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME