Kadınlarımız; Sendikalı oldukları için işten atılıyor! Aynı işi yaparken bile, erkeklere oranla daha düşük ücretle çalıştırılıyor! Tekel çadırlarında el altından satılıverilen fabrikasına bekçilik ediyor! Biber gazıyla, tekmeyle, copla, su panzerleriyle hakkını haykırmak için çıktığı meydanlardan kovuluyor! Töre cinayetlerine kurban ediliyor! Sağlık, güvencesiz yaşatılıyor! Kademeli eğitim icatlarıyla kız çocuklarımız, kademe kademe eğitimsizliğe mahkûm ediliyor! Öyle bir devirden geçiyoruz ki, olmaz dediğimiz ne varsa oluyor… Gerici, demokrat oluyor! Aydın, darbeci oluyor! Gazeteci, çetebaşı oluyor! Mağrur, mağdur oluyor! Haklı, haksız oluyor - haksız, haklı! Cahil, alim oluyor ve bizleri idare etmeye kalkıyor! Ne demişti Nazım? ‘Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır. Haram sevaboldu, sevap haramdır. Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemirir, çekin ki körükleri ateşe girdi demir. Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır. Duyuldu kim ölüm satılıp kâr edile, kendi kendilerin reddü inkâr edile ve duyuldu kabuğuna tık ettiği civcivin. Duyuldu uykusundan uyandığı zincirinden başka kaybedecek şeyi olmayan devin.` Bizler, Kimya Mühendisi ve Biyomühendis kadınlar olarak, ülkemizde kadınların toplumsal alanda ikincileştirilmesi, dışlanması ve şiddet mağduru edilmesini kabul etmiyoruz. Ancak bizler, bunu yalnızca bir cinsiyet ayrımcılığı olarak görmeyi de reddediyoruz. Emperyalizm denen tek dişi kalmış canavar ve onun uşağı gerici zihniyet karşısında, fikri hür, vicdanı hür, mühendis kadınlar olarak mücadele edeceğimize and içiyoruz! TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Kadın Yöneticileri |