KMO

BASIN AÇIKLAMASI`ANKARA`DA HAVA KİRLİLİĞİ 1990`LI YILLARA GERİ DÖNÜYOR!`

    Yayına Giriş Tarihi: 12.12.2011  Güncellenme Zamanı: 17.05.2013 17:21:57  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 17.05.2013 17:21:54

Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı İbrahim AKYÜREK ve Kimya Mühendisleri Odası Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı Erkin ETİKE 10 Aralık 2011 Cumartesi günü saat 12:00`de Oda merkezinde yaptıkları basın toplantısında şunları belirttiler:

 

 

Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi`nden Açıklama:

Ankara‘da Hava Kirliliği 1990‘lı Yıllara Geri Dönüyor!

2011 yılı içinde üçüncü kez açıklıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi ölçüm istasyonlarının 

verileri Ankara‘nın havasının kirli olduğunu ispatlıyor. 2011 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarında 
hava kirliliği ile ilgili sınırlar defalarca aşıldı.  Ankaralıların sağlığı tehdit altındadır.

Odamızın Ankara‘daki hava kirliliği değerlerinin halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştığına ilişkin saptamaları
23 Mart ve 9 Eylül 2011 tarihlerinde basın açıklamalarıyla kamuoyuna duyurulmuştu. Ankara‘nın havasının yaz
aylarında da kış aylarında da kirli olduğunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ölçüm istasyonlarındaki resmi verilere
dayanarak ispatlamış; Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesini acil önlemler almaya davet etmiştik. Bugüne kadar 
alınmış herhangi bir önlem olmadığı gibi kamuoyu kirlilik konusunda bilgilendirilmemiştir.

Kirlilik sürmektedir. Geride bıraktığımız Ekim ve Kasım ayları ile içinde bulunduğumuz Aralık ayında, PM10 adı 
verilen kirletici bakımından sınırlar birden çok kez aşılmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait Sıhhiye Hava
Kalitesi Ölçüm İstasyonunun Ekim, Kasım ve Aralık ayı verileri Çizelge 1‘de verilmektedir. Sözkonusu istasyonda
3-6 Ekim ve 12-17 Ekim tarihleri arasındaki 10 günün ölçümleri ilan edilmemiştir. Buna rağmen Ekim ayının
diğer günlerinde sınır değer 7 gün ve uyarı eşiği 2 gün boyunca aşılmıştır. Hava kirliliği değerlerini kamuoyuna
düzenli ve güncel olarak ilan etmek Bakanlığın mevzuat ile  tanımlanan görevidir. Bakanlık ilan edilmeyen 
ölçümleri de ilan etmeli ve ilan edilmiş ölçümler üzerinde değişiklik yapmamalıdır.

 Çizelge 1. Ekim, Kasım ve Aralık aylarında Sıhhiye‘de saptanan sınır değer ve uyarı eşiği aşımları

Aylar

Sıhhiye İstasyonunda PM10 için sınır değerin (180 µg/m3) aşıldığı gün sayısı

Sıhhiye İstasyonunda PM10 için uyarı eşiğinin (260 µg/m3) aşıldığı gün sayısı

Ekim 2011

7 gün

2 gün

Kasım 2011

15 gün

3 gün

Aralık 2011 (08.12.2011‘e kadar)

5 gün

-

Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğinin 4. maddesinde Uyarı Eşiği şöyle tanımlanmaktadır:
"Aşıldığında, nüfusun geneli için kısa süreli maruz kalmadan dolayı insan sağlığına bir riskin söz 
konusu olduğu ve ilgili yetkili merci tarafından acil önlemlerin alınacağı seviye"

Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği‘nin 13. maddesinde ise Bakanlığın görevi şöyle
tanımlanmaktadır: "Bir uyarı eşiği aşıldığında, detaylar kamuoyuna radyo, televizyon ve benzeri
basın yayın organları aracılığıyla açıklanır. Kamuoyuna açıklanan bilgiler açık, anlaşılır ve ulaşılabilir
olmalıdır."
Ekim, Kasım ve Aralık aylarında PM10 için 260 µg/m3 (mikrogram/metreküp) olan uyarı eşiği 5 defa aşıldığı halde
Bakanlık kamuoyuna hiçbir açıklama yapmamıştır.

Partikül madde kirleticisi (PM10), çapı 10 µm (mikrometre)‘den daha küçük olan toz zerreciklerini ifade eder ve
tüm kirleticiler arasında en zararlı ve tehlikeli olanıdır. Solunum yolu ile alınan PM10 kirleticisine solunun sistemi direnç
gösteremez, bu kirletici akciğerin derinliklerine kadar nüfuz eder.

PM10 kirleticisi, solunum yolu ile akciğere kadar ulaşıp, kanın içindeki karbon dioksitin oksijene dönüşümünü
yavaşlatır. Bu da nefes darlığına neden olur. Bu durumda oksijen kaybının giderilebilmesi için kalbin daha fazla
çalışması gerektiği için kalp üzerinde ciddi bir baskı oluşturur.    PM10 kirleticisi, bir yaşın altındaki bebeklerde
solunuma ait ölüm risklerini artırır. Çocuklarda astım ve bronşite neden olur.

PM10 kirleticisinin fiziksel yapısı ve kimyasal bileşimi sağlık açısından oldukça önemlidir. Civa, kurşun, kadmiyum gibi
ağır metaller içeren partikül madde kirleticileri sağlık açısından çok zararlıdır. Kanser yapıcı kalıcı organik kimyasalları
(PAH, dioksin, furan gibi) içeren partikül madde kirleticileri sağlık açısından çok tehlikelidir. Birçok farklı bileşenden
oluşmuş olan PM10 kirleticisi akciğerdeki nemle bileşerek aside dönüşebilir. Duman bileşenlerinde bulunan 
çinko amonyum sülfat, akciğerde sülfürik aside dönüşür. Kurum, uçucu kül, benzin ve dizel egzoz partikül kirleticileri,
benzo (a) pyrene gibi, kanser yapıcı kirleticiler içerdiklerinden bu kirleticilerin uzun süreli solunması durumunda kanser
yaptığı bilinmektedir.

Soluduğu havanın ne kadar kirli olduğunu öğrenmek yurttaşların en temel haklarından biridir. Bu hak mevzuatımızda da
tanımlanmıştır. Bilgilendirme ve gerektiğinde uyarma görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na verilmiştir. Ankaralıların
soluduğuhavada sınırların üzerindeki miktarlarda bulunan PM10 kirleticisisinin kimyasal bileşimi 
derhal açıklanmalıdır.

Sıhhiye bölgesinde sadece işyerleri değil büyük hastaneler de bulunmaktadır. Akciğer ve solunum sistemi hastalıkları 
nedeniyle bu hastanelerde tedavi gören yurttaşlarımız özellikle tehdit altındadır.

Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği kirlilikle ilgili önlemlerin ne zaman ve kimin tarafından alınacağını 
şöyle belirtmektedir: "Hava kirlenmesinin uyarı eşikleri seviyelerine ulaştığı yerlerde bölgesel özelliklere
bağlı olarak uygulanacak önlemler, valilik tarafından belirlenir." Ankara Valiliğini Ankara‘daki hava kirliliğinin 
halk sağlığı üzerindekietkilerini ve hassas nüfus gruplarının alacağı önlemleri açıklamaya çağırıyoruz.

Hizmet için değil oy avlamak için yürütülen şehircilik politikaları Ankaralıların sağlığını tehdit eden noktaya gelmiştir. 
Hava kirliliği değerleri 1980‘li yılların sonunda ve 1990‘lı yılların başında yaşadığımız kirliliğe yaklaşmaktadır.
Ankara‘da yaşanan hava kirliliğinin başlıca iki nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi taşıt trafiğidir. 
Ankara`da metro inşaatını bitiremeyen Büyükşehir Belediyesi hem kenti bir trafik bunalımına sokmuş hem de
başkentlilerin sağlığına yönelik tehditlere seyirci kalmıştır.

Kirliliğin başlıca nedenlerinden ikincisi artan kömür kullanımıdır. Yerli hammaddemiz olan kömürün konutlarda
değil sanayi tesislerinde kullanılması tercih edilmelidir. Sanayi tesislerinin bacalarına filtre sistemleri takılarak zararlı
gazların havaya salınması engellenebilmektedir. Oysa konutlarda bu mümkün olmamaktadır. Öte yandan kaçak
yollarla şehre sokulan kalitesiz kömürlerin kullanımının kesin olarak engellenmesi gerekmektedir. Burada da
görev Ankara Büyükşehir Belediyesine aittir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, Ankara Valiliğini ve Ankara Büyükşehir Belediyesini mevzuatla tanımlanan görevlerini 
yapmaya çağırıyoruz. Kirlilik görmezden gelinmemelidir. Ankaralıların sağlığı ile oynamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. 
Türk Ceza Kanununun 257. maddesinde tanımlanan "görevi ihmal" suçunun unsurlarının oluşmasına izin verilmemelidir.

Kimya Mühendisleri Odası bünyesinde kurduğumuz Hava Kalitesi Takip Merkezi yurttaşlarımızın hava kirliliği 
konusunda bilgilendirilmeleri için çalışmalarını sürdürmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu

Ek: Sıhhiye Ölçüm İstasyonu Ekim ve Kasım Ayı PM10 yoğunlukları (2 sf) 

Okunma Sayısı: 1307

Tüm Basın Açıklamaları »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME